Ward, Türkiye’de tedarik zincirlerini büyütmelerindeki ana iş ortaklarından birinin TUSAŞ olduğunu söyledi.
Türkiye’de gövde parçalarından yakıt depolarına, kanatçıklardan perçinlere ve elektrik kablo tesisatlarına kadar çeşitli ürünler üreten, farklı büyüklükte 17 tedarikçilerinin bulunduğunu dile getiren Ward, bunlara ek olarak Türkiye’nin, sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarında da öncü bir iş ortağı olmak istediklerini vurguladı.
Ward, “Uzmanlığımızla hangi alanlara katkı sağlayabileceğimize dair farklı alanlarda faaliyet gösteren iş ortaklarımızla görüşmeler yapıyoruz. 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşma hedefimiz var ve bu, tüm sektör katkı sağlamadan gerçekleşebilecek bir hedef değil.” dedi.
İstanbul’un, havacılık sektörü için her zaman dünyanın merkezi olduğunu ifade eden Ward, “4 saatlik bir uçuşla dünya nüfusunun 3’te birine ulaşabiliyorsunuz. Nitekim İstanbul Havalimanı’nın yolcu sayısının giderek arttığını görüyoruz ve ocak ayında Avrupa’daki en kalabalık havalimanı oldu.” diye konuştu.
“İstanbul Havalimanı hızlı büyümeyle başa çıkabilecek kapasiteye sahip”
Simon Ward, Kovid-19 sonrasında hava yolculuğunun bu kadar hızlı bir şekilde iyileşmesinin pek çok kişiyi şaşırttığını belirterek, Türkiye’ye gelen ve Türkiye’den giden rotaların en hızlı artış yaşanan hava trafiği güzergahları arasında yer aldığını, İstanbul Havalimanı’nın bu büyümeyle başa çıkabilecek kapasiteye sahip olduğunu anlattı.
İstanbul’un hızlı artış sayesinde Avrupa’daki en kalabalık havalimanı olduğunu dile getiren Ward, “3 uçağın aynı anda bağımsız 3’lü iniş ve kalkış yapabilmesini sağlayacak Eş Zamanlı Bağımsız Üçlü Paralel Pist Operasyonları (Triple RWY Operations TRO) uygulamasıyla da eminim ki dünyanın en kalabalık havalimanlarından olacak.” şeklinde konuştu.
Ward, İstanbul’un aynı anda faaliyette olan iki havalimanına sahip olduğunu kaydederek, “İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı, İstanbul Havalimanı’nın cazibesine sahip olmasa da turizm açısından önemli bir merkez olmaya devam etmesinin yanı sıra Türkiye’nin başarılı, düşük maliyetli hava yolu Pegasus’a da ev sahipliği yapıyor.” ifadelerini kullandı.
İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nda uzun süredir beklenen ikinci pistin geçen yıl açıldığını anımsatan Ward, bu doğrultuda Pegasus’un bu yıl filosunu daha da genişletmesini beklediklerini kaydetti.
“Airbus, Türkiye’de yaklaşık 40 yıldır önemli iş ortağı”
Airbus Türkiye Başkanı Ward, Airbus ile Türkiye arasında ticari ve askeri havacılık alanında başarılı projelerin hayata geçirildiği uzun süreli işbirliğinin olduğunu söyledi.
Airbus’ın, yaklaşık 40 yıldır önemli bir iş ortağı olarak Türkiye’de Türk Hava Yolları, Pegasus, Milli Savunma Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı, Türk Hava Kuvvetleri, Türk Deniz Kuvvetleri ve Sahil Güvenlik Komutanlığı ile yakın işbirliği içerisinde çalışmaya devam ettiğini dile getiren Ward, “Airbus’ın Türkiye’deki geçmişine baktığımızda THY’nin 1985 yılında Türkiye’de Airbus A310’ları kullanan ilk hava yolu olduğunu ve Türk Hava Kuvvetlerinin 1991 yılında eski adı EADS Casa olan CN235 teslimatını aldığını görüyoruz.” diye konuştu.
Ward, Türkiye’nin aynı zamanda 2003 yılında Airbus A400M Atlas projesinin iş ortağı olduğunu kaydederek, “Airbus” denince pek çok kişinin aklına ticari uçaklar gelse de şirketin uzay teknolojisi, helikopter, siber güvenlik, sınır güvenliği, askeri iletişim ve hava taksi konularında küresel alanda faaliyet gösterdiğini anlattı.
Airbus’ın Türk havacılık sektörünün yetenek ve kabiliyetlerinin geliştirilmesine de yardımcı olan teknolojilerinin bulunduğunu ifade eden Ward, teknoloji aktarımını da barındıran seçenekler sunarak uzun vadeli ve karşılıklı fayda sağlayan endüstriyel iş birliklerine odaklandıklarını bildirdi.
Ward, Türkiye’deki yönetim merkezlerinin Ankara’da olduğunu ancak Kayseri ve İstanbul’da müşterilerine yönelik destek faaliyetleri sunduklarını belirtti.
“THY’nin 220 adet Airbus uçağı siparişi 2023’te aldığımız en büyük siparişlerden”
Airbus Türkiye Başkanı Ward, geçen yıl tüm iş kollarında güçlü siparişler aldıklarının ve taahhüt ettikleri teslimatları gerçekleştirdiklerinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Faaliyet gösterdiğimiz sektörlerin mevcut durumunu göz önünde bulundurduğumuzda bu önemli bir başarı. Ticari uçaklarımız için 2 bin 94 net sipariş aldık ve 735 uçağı teslim ettik. Türk Hava Yollarının 220 adet Airbus uçağı siparişi dünya genelinde aldığımız en büyük siparişlerden biriydi ve 2023’teki sipariş defterimizi çok olumlu etkiledi. Genel olarak 2023 yılının Airbus için global olarak ve özellikle Türkiye’de çok iyi geçtiğini söyleyebilirim. Hem ticari hem de savunma alanlarında tamamlamamız gereken kontratlarımızın olduğu ve Türkiye’deki sürekli artan uçak sayımızı desteklememiz gerektiği için 2024’ün de yoğun bir yıl olacağını öngörüyoruz.”
Ward, 2023’ün havacılık için iyi bir yıl olduğunu, Kovid-19 öncesi yolcu rakamlarının aşıldığını kaydederek, Türkiye’nin havalimanlarının yolcu sayısında rekor kırmaya devam ettiğini, bu sayede Türkiye’nin hava yollarının genişlemesini sürdürdüğünü ve Airbus’ın THY’den tarihi bir sipariş kazandığını ifade etti.
Yalnızca ticari uçak satmak için burada olmadıklarını vurgulayan Ward, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Türkiye ve Türk havacılık ekosisteminin iş ortaklarından biri olmaya devam etmek istiyoruz. Turizmin, gayrisafi yurt içi hasılaya (GSYH) büyük katkısı olduğu için bu yıl da Türkiye’deki hava yollarının büyümesini ve uçak filolarını modernleştirmesini desteklemeye devam edeceğiz. Yeni uçak satışları konusunda bu kadar baskı hissetmemizin nedenlerinden biri de oldukça popüler olan A321neo gibi yeni nesil uçaklarımızın bir önceki modele göre yüzde 20 daha az yakıt tüketiyor olması ve 4 bin mile yaklaşan uzun menzil kabiliyetinin bulunması. Bu da yakıt maliyetlerini azaltmakla kalmıyor, karbon emisyonlarını da yüzde 20 azaltarak hava yollarının geleceğe yönelik sürdürülebilirlik hedeflerini yakalamalarına yardımcı oluyor.”
“Türkiye, Airbus için stratejik bir iş ortağı”
Simon Ward, Türkiye’nin hava kuvvetlerini modernleştirme sürecinde olduğuna değinerek, “Nitekim Türkiye, NATO görevlerinde ve Türk hava sahasını korumakta kilit rol oynayabilecek, dünyanın en gelişmiş çok rollü savaş uçağı Eurofighter’a ilgisini de açıkça ortaya koydu. Uzun süre burada olacağız. Türkiye, Airbus için stratejik bir iş ortağı. Uzun vadeli işbirliğimizi devam ettirmek için sektör paydaşlarıyla birlikte çalışıyoruz.” diye konuştu.
TUSAŞ ile birlikte deprem bölgesinde bir havacılık meslek yüksekokulu açmak için çalıştıklarını ve dünya standartlarında eğitim sağlayacak bu meslek yüksekokulunun havacılık alanında kariyer yapmak isteyen gençlere umut vermesini dilediklerini belirten Ward, THY’nin güçlü büyümesi ve tedarik zincirinin başarısı sayesinde Türkiye’nin son 10 yılda havacılık alanında temel global oyunculardan biri olduğunu sözlerine ekledi.