Gazze Şeridi’nde aylardır bitmek bilmeyen soykırımda insani krizin boyutu her geçen gün ağırlaşıyor. Yaşananlara rağmen bölge halkı birbirlerine destek olmak için adeta seferber oldu. Gazzeli Doktor Rabab M. Halaween da dayanışma için elini taşın altına koyanlardan biri. Gazzelilere gönüllü sağlık hizmeti veren 28 yaşındaki genç doktor, her sabah kamplara gidip çadırlarda pansuman yapıyor. Kendi imkanlarıyla satın aldığı tıbbı malzemelerle yaralılara müdahale eden Halaween, “Beyaz önlük giydiğim için İsrail askerleri doğrudan hedef aldı. Son anda saldırıdan kurtulsam da şarapnel parçaları omuz ve ayağımdan yaraladı. İyileştim ve iyileşir iyileşmez yaralılara yardım için bu yolu denemeye başladım. Şimdi ihtiyacı olan herkese gönüllü olarak yardımcı olmaya çalışıyorum” dedi.
7 Ekim’de başlayan saldırıların ilk 50 gününde bir hastanede görev yapan Halaween, binanın bombalanmasının ardından hastaneden ayrıldı. Bombardıman nedeniyle Gazze’nin kuzeyinden Deir el-Balah’a gelen Halaween, “Yerimizden edilme sırasında yaşadığımız dehşeti size ne kadar anlatsam az kalır. Bizim burada tanık olduğumuz vahşeti kimse anlayamaz. Göç ettiğimiz süreçte şahsi eşyamın ve tıbbi malzemelerimin bulunduğu çantalar vardı. Kontrol noktalarında bunların çok fazla olduğunu atmam için tercih yapmam gerektiği söylendi. Ben de tüm kişisel eşyalarımı attım. Sadece tıbbi malzemelerin olduğu çantayı aldım. Ben insanlığı korumak ve yaşatmayı amaç edinen bir mesleğin mensubuyum. Zorlu göç yolculuğunda yaralı olanlara çantamdaki tıbbi malzemelerle müdahale ettim. Karşılaştığım bütün zorluklar insanlığı yaşatmak içindi” diye konuştu.
Gazze’deki insanlar için kendi imkanlarıyla bir şey yapmaya karar veren Halaween, “İlk aylarda ‘Evinize geliyorum’ sloganıyla insanların evine gidip tedavilerine destek oluyordum. Şu an her yer yerle bir edildiği için hastaneler kullanılamaz halde. İnsanlar hastaneye gidemiyor, gitse tedavi edilemiyor. Yaşama mücadelesi çadırlarda sürüyor. Ben de ‘Evinize geliyorum’u değiştirerek “Çadırınıza geliyorum” sloganıyla yardım bekleyen insanlara yardımcı olmaya başladım. Buradaki yönetime söyledim, ihtiyaç sahiplerine ismimi veriyorlar. Bu çalışmayı gönüllü olarak, ücret talep etmeden yapıyorum” ifadelerini kullandı.
İnsanlara müdahale için tıbbi malzeme alması gerektiğini ifade eden Halaween, “Kemal Adwan Tıp Hastanesi’nde 9 yıl çalıştım. Geçmişte biriktirdiğim paraları tıbbi malzemelerin teminde harcıyordum ama şu an param kalmadı; tıbbi malzeme temin edebilmek için desteğe ihtiyacım var. Param bittiğinden bazen babamdan tıbbi malzeme için para alıyorum, fakat bu da yetersiz” dedi.
İsrail askerlerinin saldırısından kılpayı kurtulan Halaween saldırı sırasında şarapnel parçalarının omuz ve ayağına isabet etmesiyle yaralandı. Saldırıların gölgesinde yaşatmak için mücadele veren Halaween, “Rabbim benden razı olsun ve bu iş benim salih amellerimden biri olarak sayılsın. Başımıza ne kadar yıkım, kuşatma, bombalama, yerimizden edilme gelirse gelsin, Filistinimizin özgürlüğü için mücadelemize devam edeceğiz. Bu yaptığım hizmetler Allah’ın izniyle kıyamet günü bana şefaatçi olsun” dedi.
Çadırda hasta muayene ederken, yan çadırdaki bir kadının doğum yaptığını dile getiren Halaween şöyle konuştu: “İnsanlara gönüllü destek olduğum süreçte birçok hikayeyle karşılaştım. Yan çadırımızda gece yarısı doğum yapacak olan bir kadın vardı. Elimdeki yetersiz imkanlarla doğumu gerçekleştiremezdim. 15 dakika uzaklıkta olan Mescid-i Aksa Hastanesi’ne koşa koşa gittim. Oradan hem ambulans hem de tıbbi malzeme istedim. Ambulans geldi ve kadının doğumu yapıldı. O anları hayatım boyunca unutmam mümkün değil.”