Aşkı tüketmek: Teknoloji, ilişkilerimizi nasıl dönüştürdü?

“`html

“Kişinin eksikliği, daima başkasında saklı değildir.”

Aşkın temel meselesi budur.”

Jacques Lacan

Bir kitapçıda dolaşırken, önceden oluşturduğum alışveriş listesine yeni çıkan kitapları da eklemeyi severim. Bilmediğim bir eserle bir araya gelmek her zaman yeni ufuklar açar; ancak son zamanlarda karşılaştığım bir kitap, beni derinden etkiledi. Kitaplarımı alıp evime döndüğümde, rastgele seçtiğim bu romanın aslında Lacan’ın psikanaliz kuramıyla ilgilendiğini fark ettim. Hem klinik hem de akademik alanda Lacancı psikanaliz üzerine çalıştığım için bu kitabı okuyup bitirdiğimde, yaşadığım deneyimin kaleme alınması gerektiğine kanaat getirdim. Zira kitap, ruhsal durumlar, aşk ve modern ilişkiler hakkında önemli bilgiler içeriyordu ve bu konular herkesin dikkatini çekebilir.

Aşk Hayatında Affetmeye Övgü

Bahsi geçen eser, İtalya’da Lacancı psikanalist olarak çalışmalarını sürdüren Massimo Recalcati’nin kaleme aldığı “Aşk Hayatında Affetmeye Övgü” kitabıdır. Geçtiğimiz ay Bilge Özsoy’un dikkatli çevirisiyle Telemak Yayınları tarafından yayımlandı. Kitap, aşkın başlangıcından sona ermesine kadar olan süreci, geçmişten günümüze kadar yaşanmış travmalar ve affetme olgalarıyla zenginleştirerek okuyucuyla buluşturuyor.

‘NE İSTİYORSUN?’

Yazıya, şu soruyla başlamak istiyorum: Bir birey neden analiz sürecine girmek ister? Belki de düşünsel bir merakla gelmiştir ya da yaşamındaki zorluklar tamamen katlanılmaz hale geldiği için. Seans odalarında, bu durumlardan kaynaklanan analizanların yaşadığı duygular ve aktarım dolup taşmaktadır. Bu aktarımı destekleyen en önemli unsurlardan biri ise aşktır. Psikanalistler olarak, her gün danışanlarımızın aşk hayatındaki acılara tanıklık ederiz; bu aşk ya bir semptom ya da bir bağ, belki de bir kayıp nesnedir. Aşk, bireyin neden “tam” hissetmediği ya da neden hayal ettiği ilişkileri kuramadığı üzerine bir sorgulamadır.

“Aşk, bir yanılsamadır” diyor Recalcati kitabında; çünkü özne, diğerleriyle olan ilişkisini ideal fantezileriyle karıştırır. Bu durumda, öteki, bireyin tatmin ihtiyacının bir aracına dönüşür. Birey birini severken, aslında o kişiyi değil, kendi benliğinin ihtiyaç duyduğu idealin temsilcisini sevmektedir. Aşkın bu ilk özelliği, öznenin seçimlerinin bilinçdışı fantezilerle yönlendirilmesidir; bu da benzer kişilerle karşılaşmasını sürekli hale getirir. Recalcati, bu tekrarı açıklarken şöyle der: “Bir erkeğe veya kadına duyulan aşk, aslında çocuksu bir Ödipal aşkın yankısıdır. Psikanalitik tedavi, bireyin sevgilerini bilinçdışı düzeyde değiştirmeye dair bu tekrarın kökenini bulmayı hedefler.” Bu nedenle analiz, çoğu zaman öznenin idealize ettiği aşkla ilgili hayal kırıklığını da gün yüzüne çıkarır.

‘AŞK ÖZÜNDE NARSİSTTİR’

Freud ve Lacan’a göre aşk, özünde narsisist bir mesele olarak tanımlanır. Freud’a göreyse, aşkın kökeninde bireyin kendisine duyduğu sevgi yer almaktadır; Lacan ise, aşkı, öznenin eksik olduğu bir şeyi diğerinden istemesi olarak tanımlar: “Ben bir eksik özneyim, neden beni tamamlamanı talep ediyorum?” Yani kişi, diğerinde sahip olmayı hayal ettiği, ama olamadığı bir şeyi sever. Ancak kısa bir süre sonra özne, arzusunun yetersizliğini keşfeder: Olamadığı şey, diğerinde de yoktur. Paradoks burada başlar. Kişi, kendi eksikliğini tamamlamak adına diğerine olan romantik açılımını fanteziler ve eylemler aracılığıyla yükseltirken, yeni bir eksiklik durumuyla yüzleşmektedir.

Recalcati, kitabın ilerleyen sayfalarında aşkın çeşitli yönlerini ele alırken, okura şu çarpıcı soruyu yöneltir: “Ötekinde sevdiğimiz şey nedir?” Ona göre, sorulara verilen her cevap yine eksik kalacaktır. Çünkü aşk, sevilene olan bir bağlılık değil, onu aşan bir durumdur. Bu nedenle, aşkın varlığı, farklılıkları göz önünde bulundurmadığı sürece yanılsama olarak kalacaktır. Peki bu farklılıklar nasıl anlaşılır? Ötekine dair daha fazlasını bilme arzusu, öznenin kendi narsisist perde ve kabuğunu aşma hamlesidir. Bu perde kaldırıldıkça, özne, diğerinin dünyasıyla karşılaşmakta ve kendi ilişkisini tatmin eden aktarımını göz önünde bulundurarak, yeni bir gerçeklik keşfetmektedir. İkiliğin bir sonuç olmadığını, farklılığın gerçekte bir eksiklik olduğunu idrak ederiz. Colette Soler’in de söylediği gibi aşk, aslında iki eksik öznenin bir araya gelmesidir. Recalcati’ye göre ise, eksikliği barındıran bir aşk ilişkisi, sahip olmak değil, teslim olma, kendini kaybetme ve diğerine tamamen açılma durumudur.

AŞK, TRAVMA VE YAS…

Recalcati, kitabın devamında okuyucularına hatırlatır: “Hiçbir aşk, hatta ebediyen süreceğini vaad eden aşk bile, sona erme tehlikesinden muaf değildir.” Zira bütün bunlar, öznelerin kendilerini ötekine kapatma ya da diğerinin yanında kalmayı dayatma çabasından kaynaklanmaktadır. İlişkideki dengenin asimetrik bir yapıda sürmesi, her zaman “Bende ne eksik?” ya da “Bende ne fazla?” gibi sorgulamalarla başlar. Recalcati, bu soruların gündeme gelmesiyle birlikte, ötekiyle olan ilişkilerde kırılmalar, boşluklar ortaya çıkmaya başladığını vurgular. Bu bağlamda, özne diğerine olan güvenini kaybettiğinde travmatik bir deneyim yaşandığını ifade etmektedir. Aşk ilişkisindeki bu travmanın kalbi, karşılıklı güven duygusunun zayıflamasından kaynaklanır ve bireyin ruhsal durumunu önemli ölçüde etkiler.

Recalcati, travmanın, büyük aşklar gibi, sonsuza dek yaşama arzusunu taşımakta olduğunu belirtir. Çünkü travma, bireyin yaşamındaki eksikliklerle baş başa kalması ve ardından bu travmayı tekrarlamasıyla ilgilidir. Travmanın öznenin yaşamındaki etkileri, çoğu kez unutulmaz bir iz bırakırken, sağlıklı bir yas süreci yönetilmesi gerektiğini ileri sürmektedir. Zira sevilen diğer, bireyi terk etmiştir ve bunun yaratmış olduğu kayıp duygusu hafife alınmamalıdır. Bu durum, öznenin ruhsal ve bedensel dünyasında ciddi yaralar açar. Yas süreci ise, kayıp nesneyi simgeselleştirmek için gerekli olan içsel çalışmayı içerir. Çünkü özne, artık orada olmayanın boşluğunu yalnızca kendi iç dünyasında hisseder. Recalcati, başarılı bir yas sürecinin sonunda kaybolan nesnenin gerçekten kaybolduğuna dikkat çeker; bu nesne bir yerde yaşam bulur ve öznenin dünyası yeni bir şekil alır.

GÜNÜMÜZDE AŞK

Teknoloji her geçen gün değişirken, bu durum insanların ve ilişkilerin yapısını da etkiliyor. Sosyal medya ve tanışma platformları, bireyleri sürekli bir performans sergilemeye ve aşık oldukları nesneyi hızla değiştirmeye zorluyor. Recalcati’ye göre, günümüzde insanlar, aşk başta olmak üzere, hiçbir kaybın ardına yas tutmamayı alışkanlık haline getirdi. Kişiler, en kısa sürede kaybolanların yerini yenileriyle doldurma çabasına giriyor.

Öznenin arzulu hareketliliği, nesneden nesneye geçiş yapma arzusuyla doludur. Elindekini değerini kaybetme riski altında bırakmak, en iyi aşkı yaşamak için diğerine yönelmekten ziyade, ertelenmiş bir tatminsizlik halini temsil eder. Recalcati, bu durumda bağ kurmanın, mümkün olduğunca aceleyle değiştirilmesi gereken bir hale geldiğini ifade eder. Bazı bireyler, bu bağ arayışı sonucunda başkalarıyla sıkça bir araya gelirken; bazıları ise tek bir ilişki içinde kalmak için karşılayamayacakları bir çaba sarf ederler. Recalcati, bu durumu şu ifadeyle özetler: “Aynı şeyin sürekli tekrarına karşı bir çözüm olarak yeni olan, hayatı yalnızca o tatmin eksikliğine geri götürür.”

Her yeni tanışma, öznenin “Aradığım ideal bu mu?” sorusuna yanıt aramasına neden olur. Recalcati’nin belirttiği gibi, her karşılaşma özne için umut ve yeni bir heyecanla başlasa da, kısa bir süre içinde, her şeyin birbirine benzediği ve hayal kırıklığına neden olduğunu anlayacaktır.

Bu durum, bir noktadan sonra, özneye diğerleriyle bir araya gelmemesi gerektiğini, çünkü karşılaşsa bile aşkı bir daha bulamayacağı yanılsamasını kazandırır. Ancak gerçek, başkalarıyla bağ kurmaktan çekinmenin yalnızlık getirmeyeceğidir. Recalcati, yalnızlığın, bir acı kaynağı olmadığını, tam aksine, her aşk karşılaşmasının getirdiği başka birinin arzusuna maruz kalma korkusundan kaçışın bilinçdışı bir yolu olduğunu savunuyor.

Recalcati, kitabı boyunca yukarıdaki düşüncelerinin yanı sıra, aşkın diğer boyutlarına, günümüzde ortaya çıkan ihanetlerin nedenlerine ve bu ihanetlerin ardından gelen bağışlama süreçlerine de değinmekte. Aşkın öznel ve toplumsal dinamiklerini bir bütün olarak anlamak, günümüz ilişkilerini sorgulamak için esere göz atmak gerekiyor. Bu yüzden, lafı fazla uzatmadan, Recalcati’nin etkileyici bir cümlesiyle yazıyı sonlandırmak istiyorum: “Aşka sahip olamayız; ama onun tarafından sahiplenilebiliriz.”

* The College of Psychoanalysts

“`

Related Posts

ALES SON BAŞVURU TARİHİ 2025 || ALES 2 başvuru ne zaman, nasıl yapılır? ALES/2 sınavı ne zaman?

2025 Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (2025-ALES/2) başvuruları devam ediyor. 13 Mayıs’ta başlayan ALES/2 başvuru ekranı için araştırmalar son günlere gelinmesiyle birlikte hız kazandı. Adaylar sınav yerlerini ÖSYM AİS ekranı üzerinden T.C kimlik numarası ve şifresi ile alacaklar. Sınavda sayısal ve sözel testler uygulanacak. Peki, ALES 2 başvuru ne zaman, nasıl yapılır? ALES/2 sınavı ne zaman? İşte Ales 2 son başvuru tarihi ve sınav tarihleri 2025

SATIŞA ÇIKIYOR! YEPYENİ BİM AKTÜEL 16 MAYIS 2025 KATALOĞU- İNDİRİMLİ ÜRÜNLER ??|| Bim’de bu hafta cuma neler var? BİM aktüel katalog Bahçe mobilyası, Kendini Temizleyebilen Süpürge, Elektrikli Bisiklet getiriyor

Bim aktüel 16 Mayıs 2025 kataloğu raflarda yerini almaya hazırlanıyor. Bu hafta bim’e gelecek ürünler listesi belli oldu. 16 Mayıs bim aktüel 2025 kataloğu indirim fırsatları ile alışveriş severlerin ilgisini görüyor. Bim’de bu hafta cuma elektronikten, bahçe mobilyasına pek çok ürün yer alıyor. Bim’in ürünleri her hafta olduğu gibi bim online alışveriş adresinden de temin edilebilecek. Bim aktüel 16 Mayıs 2025 kataloğu içerisinde; RKS RV10 Katlanabilir Elektrikli Bisiklet 25.990 TL, Tecno Spark GO1 Cep Telefonu 6.250 TL, Polosmart Işıklı Tripod 199 TL, Buzluk Termos 699 TL ,Musluklu Piknik Termos 349 TL, Buz Aküsü 18,50 TL, Termos Çanta 8 Litre 279 TL, Termo Sırt Çantası 18 Litre 339 TL , Termo Piknik Çantası 4 Litre 129 TL, Termo Piknik Çantası 8 Litre 149 TL, Benante Bıçak Bileyicili Bambu Kesme Tahtası 279 TL, Saklama Kutusu 39,50 TL ‘ den satışta olacak. Peki, bim’de bu hafta neler var? İşte, bim aktüel ürünler kataloğu 16 Mayıs 2025 kataloğu…

YENİLENDİ! BİM AKTÜEL 16 MAYIS 2025 KATALOĞU ??|| Bu hafta bim’e gelecek ürünler neler? BİM aktüel katalog Bahçe mobilyası, Kendini Temizleyebilen Süpürge, Elektrikli Bisiklet getiriyor

Bu hafta bim’e gelecek ürünler listesi belli oldu. Bim aktüel 16 Mayıs 2025 kataloğu cuma sabah saatlerinden itibaren, bim online satış ve bim marketlerde yerini alacak. 16 Mayıs bim aktüel 2025 kataloğu indirim fırsatları ile alışveriş severlerin ilgisini görüyor. Bim’de bu hafta cuma elektronikten, bahçe mobilyasına pek çok ürün yer alıyor. Bim’in ürünleri her hafta olduğu gibi bim online adresinden de temin edilebilecek. Bim aktüel 16 Mayıs 2025 kataloğu içerisinde; RKS RV10 Katlanabilir Elektrikli Bisiklet 25.990 TL, Tecno Spark GO1 Cep Telefonu 6.250 TL, Polosmart Işıklı Tripod 199 TL, ‘ den satışta olacak. Peki, bim’de bu hafta neler var? İşte, bim aktüel ürünler kataloğu 16 Mayıs 2025 kataloğu…

KPSS 2025/4 TERCİH SONUÇLARI SON DURUM || 2025/4 Sağlık Bakanlığı sonuçları ne zaman açıklanacak? Sağlık Bakanlığı 15 bin 342 personel alımı tercih (yerleştirme) sonuçları açıklandı mı?

2025/4 Sağlık Bakanlığı sonuçları ne zaman açıklanacak? sorusu adayların gündeminde yer alıyor. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, merkezi yerleştirme ile toplam 15.342 sözleşmeli personel alımı gerçekleştirileceğini açıkladı. Memişoğlu açıklamasında, “Bakanlığımız merkez ve taşra teşkilatında görevlendirilmek üzere, Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) sonuçlarına göre ÖSYM tarafından yapılacak merkezi yerleştirme ile toplam 15.342 sözleşmeli personel alımı gerçekleştirilecektir.” ifadelerini kullandı. Peki, Sağlık Bakanlığı 15.342 personel alımı tercih (yerleştirme) sonuçları açıklandı mı, ne zaman açıklanacak? KPSS 2025 4 Sağlık Bakanlığı tercih sonuçları gelişmeleri…

Beyoğlu’nda “Kültür Sanat Buluşması” | Belediye Başkanı Güney: Gelin Beyoğlu Kültür ve Sanat Platformu’nu hayata geçirelim

Beyoğlu’nda “Kültür Sanat Buluşması” | Belediye Başkanı Güney: Gelin Beyoğlu Kültür ve Sanat Platformu’nu hayata geçirelim

ÇAYKUR 1500 İŞÇİ ALIMI BAŞVURU EKRANI: 18-50 yaş arasında en az ilkokulu mezunu olanlar başvurabilecek!

ÇAYKUR 1500 işçi alımı başvuru ekranı erişime açıldı. Rize, Trabzon, Artvin ve Giresun bölgesinde yaşayan vatandaşlar, mevsimlik işçi alımı için başvuruları ile birlikte ÇAYKUR mevsimlik işçi alımı şartlarına yoğunlaştı. 931 mevsimlik beden işçisi (tahmil-tahliye), 405 Meslek Lisesi ve dengi okul mezunu ile MYO Mezunu teknik kariyerli mevsimlik işçi, MYO Çay Eksperliği veya Çay Tarımı ve İşleme Teknolojisi Bölümü mezunu 60 çay eksperi, Rize ili Ambarlık Çay Fabrikasına 50 engelli ve 30 eski hükümlü mevsimlik işçi, Trabzon ili Karaca Çay Fabrikasına10 engelli ve 6 eski hükümlü mevsimlik işçi, Artvin ili Muratlı Çay Fabrikasına 6 engelli ve 2 eski hükümlü mevsimlik işçi; noter kurası ile işe (MYO Çay Eksperliği veya Çay Tarımı ve İşleme Teknolojisi Bölümü mezunları hariç) alınacak. İşte, ÇAYKUR mevsimlik beden işçisi alımı başvurusu 2025 son durum.