“Neredennnn, nereyeee! Şöyle zaman tüneline girdim, anılarımı karıştırdım…
Tarihi İnönü Stadı’ndaki derbilerde her iki takım taraftarlarının birlikte tribünleri paylaştıkları günleri anımsadım. Bir son yıllarda gerilimlerin üst seviyeye çıktığı, Türk futbolunun dibe vurduğu fotoğraflara bakıyorum, bir de geçmişteki müthiş dostluklara… Biz ne hale gelmişiz de haberimiz yok!
Hafızama adeta kazınmış, bırakın tribünlerdeki dostluğu bir kenara, iki, hatta üç fotoğraf var ki, unutamıyorum. Biz yaşlardaki herkes o kareleri anımsar.
Bir yanda Metin Oktay, diğer yanda Lefter Küçükandonyadis… İkisi Türk futbolunun efsaneleri, Allah rahmet eylesin… O karenin gerçekleşmesinde mesleğimizin duayenlerinde İslam Baba (Çupi) ile öteki dünyada beraberler.
İkinci karede ise yine Taçsız Kral Metin Oktay ile Fenerbahçe’nin sinyoru Can Bartu var, derbi öncesi seremonide çekilmiş… Sinyor Can Bartu’nun,”Fenerbahçe formasını giyer misin?” teklifine “Şeref duyarım” diye karşılık veren Metin Oktay…
Bir o yıllara bakın, bir de bugüne!
Yazık, hem de çok yazıkkkk!
Bu ebedi dostlukların sahaya yansımalarında o dönemlerin kulüp başkanları ve yöneticilerinin müthiş katkıları vardı kuşkusuz… Hiç unutmam Beşiktaş’ın efsane Başkanı Süleyman abinin (Seba), kapısı her renge açıktı… Dört büyük kulübün başkanları Akaretler’de Süleyman abinin toplantı odasında bir araya gelirlerdi, Türk futbolunu bir tık yukarı çekmek için saatlerce tartışırlar, ortak noktayı bulurlardı. Öyle ki MİLLİYET olarak Süleyman Seba ve Aziz Yıldırım’ı bir araya getirmiştik. O yemekli toplantıda Aziz Yıldırım’ın elleriyle Süleyman abiye tatlı ikram etmesini hiç unutamam. Ya şimdiiii?
Bu karelerin yerinde yeller esiyor, yellerrr! Başkanından tutun da yöneticisine, hatta futbolcusuna kadar ortamı germek için her yolu deniyorlar!
Bu tabloda Türk futbolunun tepe yönetimini de yok sayamayız, ellerine gözlerine bulaştırdılar, yangınlara körükle gittiler!
Eeee “Balık baştan kokar” diye atalarımız boşuna söylememişler!
Süper Kupa mı?
MİLLİYET’in manşeti: “Süper FİYASKO”
Eserinizle övünebilirsiniz! İyi bayramlar…”