Kulağa her ne kadar absürt gelse de bazı denizciler hâlâ teknelerine muz almama konusunda epey inatçı.
Ancak bu durum, sıradan bir batıl inançtan çok daha fazlası. Hatta oldukça mantıklı sebepleri bile var!
İşin aslı, 1700’lerin başına kadar uzanmakta.
Gemi kazaları esnasında, sık sık batan kargolar arasında muz kasaları enkazda yüzerken bulunurdu. Denizciler, hava koşulları ya da navigasyon hataları yerine muzları suçladılar! Evet, yanlış duymadınız, suçlu muzlardı.
Bunun bir diğer nedeni de gemilere yüklenen muz kutularında zehirli örümcek ve yılanların saklanıyor olabileceği ve bu canlıların, gemideki insanlar için büyük tehlike oluşturmasıydı.
Tahmin edersiniz ki geçmişte böyle bir durumla başa çıkmak epey zordu. Örümcekleri ne kadar yok etmeye çalışırsanız çalışın, geminin herhangi bir yerine yavrulamış olabilirlerdi.
Ancak tek sebep bununla da sınırlı değil.
Bir diğer büyük ve belki de daha akla yatkın teori ise muzların, muz taşıyan teknelerdeki balıkçıların avlanamamasına yol açmasıydı.
Bu tekneler, muzlar bozulmasın diye varış noktalarına o kadar hızlı hareket ediyorlardı ki balıkçılara avlanmak için yeterli süre bırakmıyordu.
Muzlar, etilen gazı yayarak diğer meyvelerin daha çabuk bozulmasına yol açıyordu.
Muzlar, kaşla göz arasında diğer meyveleri de bozuyor ve kokmasına sebep oluyordu. E bunca saydığımız sebepten sonra pek de haksız değillermiş gibi.
Olgunlaşmasını istediğiniz bir meyveyi, muzla aynı kese kâğıdına koyarsanız muhtemelen ne demek istediğimizi pratik olarak daha iyi anlayabilirsiniz.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: