Özülker, ABD ve İsrail’in politikalarının bölgedeki gerilimi arttırdığına dikkat çekerek “İsrail, ABD’nin gölgesine sığınarak hareket ediyor. Biden da seçime doğru giderken Amerikan toplumunun beşte birini oluşturan ve inançları gereği İsrail’i destekleyen Evanjelik grupların desteğini almak istiyor. ABD gerilime döneminde ve eski gücüne ulaşmanın arayışı içinde. Bu nedenle Biden’a bir savaş gerekiyor. Netanyahu ise aşırı sağa ile yaptığı koalisyonun sürdürmek için savaş durumunda kalması gerekiyor. Kısacası Biden ve Netanyahu, kendi ülkelerindeki iç siyasi politikaları gereğince birbirlerine muhtaç kaldığından Ortadoğu’da böylesine gergin bir sonuç yaşıyoruz” dedi.
Özülker, şöyle konuştu: “Türkiye’nin politikası çok yanlış bir rotada. Kamuoyunu tatmin etmek için 54 maddede yaptırım uygulanmaya karar verildi. Burada Türkiye’nin RusyaUkrayna Savaşı’nda uyguladığından daha hassas hamlelerle denge politikası izlemesi gerekir. Bu bölgedeki aktörlere yaranamazsınız. Türklerin denge politikasının Ukrayna savaşında ne kadar önemli olduğunu yaşamadık mı? Türkiye’nin bu konulara bulaşmaması lazım. Türkiye bu bölgede etkin olamaz. Hamas’ı bu kadar desteklemek doğru değil çünkü çözümü, çözümsüzlüğe sürekleyen başat aktörlerden birisi. İkitarın iç kamuoyunu dengelemek için Ortadoğu’da adım atması tehlikeli sonuçlar doğurur.”
Öte yandan Çetin ise “İran’ın bu hamlesi kendi iç kamuoyunun saftlarını sıklaştırmak için yaptığını düşünüyorum” dedi. Çatışmanın İsrail’in iç siyasetine yansımalarını da değerlendiren Çetin, “Netanyahu’ya karşı içeride sesler yükseliyordu. Ancak İran’ın saldırları Netanyahu’ya bir can simidi oldu” yorumunu yaptı.