Aydınlık gazetesine röportaj veren iş insanı Murat Sancak, ürettikleri yerli pos cihazı ile ilgili bilinmeyenleri anlattı. Sancak, “Pos cihazı satışından büyük paralar kazandı” iddiasına ilişkin şunları sıraladı:
“Bizim geliştirdiğimiz, dünyada olmayan ve Türk mühendislerinin geliştirmiş olduğu bir cihazdı. Pos cihazlar ayrı, yazar kasalar ayrıdır. Bunları hibrit olarak tek bir kasada birleştiren cihaz ürettik. Normal poslarda beş banka girilebiliyorken bu cihaza 53 banka girilebiliyor. Maliye Bakanlığı kolaylıkla denetleyebiliyor. Hakkari’de bir bakkalın hangi marka sakız sattığı, kaç tane sattığı bile görülebiliyor. Dünyada olmayan bir ürün.”
ESNAFA MALİYETİ NE KADAR
“Pos cihazlarında Verifone, Ingenico markaları var. Birisi Fransız, birisi Amerikalı. Bilgisayarlarda ise IBM en büyük firmalardan bir tanesi. IBM bilgisayarı dört bin dolara alabiliyordunuz. Poz cihazında da her bir bankadan 300 dolar, beş banka bin 500 dolar… Esnafa toplam maliyeti altı bin dolarken biz bu cihazları 590 avroya piyasaya sunduk.”
“FİRARİ FETÖ’CÜ DÖNDÜ BANA DEDİ Kİ”
“Bu projeyi dönemin Gelirler İdaresi Başkanı Mehmet Kilci’ye anlattık. Kilci ayağa kalktı, ‘Siz bunu bu ülkeye kazandırın. Ben sizin heykelinizi dikeceğim.’ dedi. 280 mühendisle yaklaşık 5-6 yıl çalıştık. Maliye Bakanlığına yazılımı kodlarıyla beraber hibe ettik. O dönem Gelirler İdaresi Başkanlığında yaptığımız bir toplantıda Başkan Yardımcısı Mustafa Güneş, ki kendisi FETÖ’cü ve şu an firari, döndü bana dedi ki ‘Sen devletten zengin misin? Niye bunu devlete hibe ediyorsun?’ Ben de ona ‘Ben devletime hibe ediyorum. Çünkü şu an kullandığınız yazılım şirketinin arkasında İsrail var. Maliye Bakanlığının bütün verileri onlarda toplanıyor. Ondan dolayı bu kodların sizde olmasını düşündüğüm için veriyorum.’ dedim.”
“50 MİLYON DOLARA SATABİLİRDİM”
“Aslında bir tüccar olarak yazılımı 50 milyon dolara devlete satabilirdim. Hatta her yıl 3-5 milyon dolar da bakım ücreti adı altında para alabilirdim. Ama ben hibe edeceğimi söyledim ve sözümün arkasında durdum. 2013 sonunda bu sistem devreye girecekti.
“O dönem cemaat P… şirketi ile ortak başka bir yazar kasa işine girmemi istedi. Kendi projemi bırakıp buna ortak olmamı istediler. Hatta Ekrem Dumanlı ve Hidayet Karaca da devreye girip beni P… şirketine ortak etmeye çalıştılar. Ben de 1-2 görüşmeden sonra ortaklık yapmayacağımı söyledim.
“Sonra Türk maliye tarihinde olmayan bir şey yaptılar. Normalde yazar kasa şirketi olabilmek için Maliye’ye başvurup şirket sahibi olamıyordunuz. Mali onaylı yazar kasa şirketi olabilmeniz için doğrudan Ankara’ya başvuruyordunuz. Cihazınızla beraber gidip ODTÜ’ye onayından geçtikten sonra Maliye Bakanlığı size şirket açma hakkı veriyordu. Yani cihazınız hazır olmak zorundaydı.
“Ama Mustafa Güneş’in önderliğinde Bakanlıkta bir tebliğ yayınlandı. ‘Mali yazar kasa şirketi olabilecekseniz, mali onaylı yazar kasa şirketi cihazı üretebilecekseniz şimdiden esnafa fatura kesebilirsiniz.’ denildi. Maliye tarihinde böyle bir şey yok.
“SAHTE ÜRÜNÜ SATTILAR”
“O dönem bunu fırsat bilip bir uyanık adam çıkıp ‘ben cihaz satacağım’ diye bütün esnafa fatura kesip parayı toplasaydı herkesi dolandırılacaktı. Rakibim olsunlar diye P… şirketinin önünü açtılar, birkaç şirketin önünü açtılar. Üstelik sahte sahte cihazları onayladılar.
“Öyle bir cihaz dünyada yokken, yazar kasayla pos cihazını alıp kabloyla bağlayıp, dışarıdan modifiye edip, yazar kasa-pos olarak dışarıda sattılar. Teknik kılavuza aykırı aslında.
“Bugün bile hâlâ sadece Ingenico diye bir firma var. Aynı bizim gibi yapabilen tek firma. Onlar da şu an hâlâ modifiyeli ürünü satıyorlar. Bizim ürünümüze yüz bin stok yükleyebiliyordunuz. Kamerası bile var. Eve hizmet götürdüğünüz zaman hangi adrese götürdüğünüzü kayıt altına bile alabiliyordunuz. Ama 2023 sonunda 135 milyon dolar zararla bu iş duruyor.
“PROFİLO’YLA ORTAK OLSAM ŞU AN İÇERİDEYDİM”
“FETÖ bu işime engel oldu. Eğer o dönemde P… şirketiyle ortak olsaydım belki 150 milyon para kazanacaktım. Ama bugün FETÖ ile işbirliği yaptığım için içeride olurdum. Öyle bir grupla ortak olmayı hiçbir zaman düşünmedim.
“AK Parti iktidara gelmeden önce Türkiye’nin 18. zenginiydik. Şimdi bazı kendini bilmezler bizi AK Parti’nin zengini zannediyor. Tam tersine! AK Parti döneminde fakirleşmiş bir aileyiz. Bu olay zaten bunun en büyük göstergesi. Şirketimiz Türkiye’de dört milyar dolar ciro yapan, yüzde 50’sini 725 milyon dolara sattığımız, Avrupa’nın ikincisi, dünyanın 17’nci ilaç dağıtım şirketiydi. Bunu AK Parti iktidarından önce başardık. AK Parti iktidarının bize çok şey kazandırdığı doğru değil.”